NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
226 - (2543) حدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا ابن
وهب. أخبرني
حرملة. ح
وحدثني هارون
بن سعيد
الأيلي. حدثنا
ابن وهب.
حدثني حرملة
(وهو ابن
عمران
التجيبي) عن عبدالرحمن
بن شماسة
المهري. قال:
سمعت أبا ذر
يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إنكم
ستفتحون أرضا
يذكر فيها
القيراط.
فاستوصوا
بأهلها خيرا.
فإن لهم ذمة
ورحما. فإذا
رأيتم رجلين يقتتلان
في موضع لبنة
فاخرج منها".
قال فمر
بربيعة
وعبدالرحمن
ابني شرحبيل
بن حسنة.
يتنازعان في
موضع لبنة.
فخرج منها.
{226}
Bana Ebu't-Tâhir rivayet
etti. (Dediki): Bize İbnü Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Harmele haber verdi.
H.
Bana Harun b. Said
El-Eyli de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana
Harmele (bu zât İbni İmrân Et-Tücibi'dir) Ahdurrahman b. Sümâsete'l-Mehri'den
rivayet etti. (Demişki): Ben Ehû Zerr'i şunu söylerken işittim: Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Seliem):
«Siz öyle bir yer
fethedeceksiniz ki, orada kirat söylenir. 0 yerin ahâlisi hakkında birbirinize
hayr tavsiyesinde bulunun! Çünkü onların bir zimmet ve rahim (hörmet)'i vardır.
Bir kerpiç yeri hakkında kavga eden iki adam gördünüz mü hemen oradan
çık!» buyurdular.
Râvi demiş ki: Ebû Zer
Şurahbil b, Hasene'nin oğulları Rabia ile Abdurrahman, bir kerpiç yeri hakkında
kavga ederken yanlarına uğramış da hemen oradan çıkmış.
227 - (2543) حدثني
زهير بن حرب
وعبيدالله بن
سعيد. قالا. حدثنا
وهب بن جرير.
حدثنا أبي.
سمعت حرملة
المصري يحدث
عن عبدالرحمن
بن شماسة، عن
أبي بصرة، عن
أبي ذر. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إنكم
ستفتحون مصر.
وهي أرض يسمى
فيها القيراط.
فإذا فتحتموها
فأحسنوا إلى
أهلها. فإن
لهم ذمة
ورحما" أو قال
"ذمة وصهرا.
فإذا رأيت
رجلين
يختصمان فيها
في موضع لبنة،
فاخرج منها"
قال: فرأيت
عبدالرحمن بن
شرحبيل بن
حسنة وأخاه
ربيعة،
يختصمان في موضع
لبنة، فخرجت
منها.
[ش
(القيراط) قال
العلماء:
القيراط جزء
من أجزاء
الدينار والدرهم
وغيرهما. وكان
أهل مصر
يكثرون من
استعماله
والتكلم به.
(ذمة) الذمة هي
الحرمة والحق.
وهي هنا بمعنى
الذمام.
(ورحما) الرحم
لكون هاجر. أم
إسماعيل،
منهم. (وصهرا)
الصهر لكون
مارية، أم
إبراهيم،
منهم].
{227}
Bana Züheyr b. Harb ile
Ubeydullah b. Said rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vehb b. Cerir rivayet
etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Mısırlı Harmele'yi,
Ahdurrahman b. Şümâse'den, o da Ebû Basra'dan, o da Ebû Zer'den naklen rivayet
ederken işittim. Ebû Zer şöyle demiş: Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
:
«Siz muhakkak Mısır'ı
fethedeceksiniz. Mısır öyle bir yerdir ki; orada kirat söylenir. Orasını
fethettiğiniz zaman ahâlisine iyi muamelede bulunun. Çünkü onların bir zimmet
ve rahim (hakk)'ı vardır, —Yahut bir zimmet ve sıhriyeti vardır. — Orada iki
adamın bir kerpiç yeri hakkında kavga ettiklerini görürsen hemen oradan çık!»
buyurdular.
Ebû Zer demiş ki: Sonra
Abdurrahman b. Şurahbil b, Hasene ile kardeşi Rabia'yı hir kerpiç yeri için
kavga ederlerken gördüm de oradan çıktım.
İzah:
Kirat: Dinar ve
dirhemle sâir paraların cüzlerinden biridir.
Nevevi, Mısırlıların bu
kelimeyi çok kullandıklarını söyler. Tahâvide «Müşkilü'l-Âsâr» adlı kitabında
şunları söylemiştir. «Bununla Mısırlıların sövmekte ve birbirlerine kötü söz
işittirmek hususunda kullandıkları bir kelimeye işaret olunmuştur. Onlar filâna
kıratlar Verdim derler. Bununla ona kötü söz söyledim; sövdüm demek isterler;
İstevsû: Birbirinize
tavsiye edin yahut vasiyetimi kabul edin mânâlarına gelir. Kirat meselesi ile
vasiyet arasındaki münâsebet olsa olsa Mısırlıların ağızları bozuk,
sövüp-sayan, kötü şeyler söyleyen bir. millet olmalarıdır. Onlara müsamahakâr
davranın; kötü sözleri, sizi de onlara kötü muameleye alıştırmasın, demek
istemiştir.
Zimmet: Hürmet ve hak
demektir. Burada ondan murad. ahid ve emândır. Rahim'den murad neseben
akrabalıktır. Çünkü İsmail (Aleyhisselam)'ın annesi Hâcer Mısırlıdır.
Sıhriyet: Evlilik
sebebiyle meydana gelen akrabalıktır. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
oğlu İbrahim'in annesi Mâriye Mısırlı idi.
Hadis-i şerif, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in birkaç mucizesini ihtiva etmektedir. Bunlardan
biri ümmetimin ileride kuvvet bularak Acemleri vesâir zâlim milletleri
kahredeceklerini haber vermesi; ikincisi Mısır'ı fethedeceklerni, üçüncüsü iki
adamın bir kerpiç yeri için kavga edeceklerini haber vermesidir. Bunların hepsi
olmuştur.